Anne sütü bebekler için etkinliği kesin olarak kanıtlanmış en iyi besindir. Ek gıdaların başlandığı 6. aya kadar hem bebeğin büyüme ve gelişmesi için gerekli olan tüm sıvı, enerji ve besin ihtiyacını karşılar, hem de bağışıklık sisteminin gelişmesine katkıda bulunur.
Birçok ulusal veya uluslararası kuruluş, doğumdan sonra ilk 6 ay içinde sadece anne sütünün bebeğin gelişimi için yeterli olduğunu, ek gıda takviyelerine ihtiyaç bulunmadığını bildirmektedir. Ayrıca ilk bir yılın sonuna kadar mümkün ise ek gıdalarla birlikte anne sütü alınması da önerilmektedir.
Anne sütünün kanıtlanmış tüm bu avantajlarına rağmen, ülkemizde özellikle şehir toplumunda emzirme oranları yıllar içinde azalmaktadır ve 6. ayda emziren anne oranı ancak %50 civarındadır. Bu oran Sağlık Bakanlığı’nın çalışmaları ile artmış gibi görünse de, hala istenilen düzeyde olmadığı bir gerçektir.
Bilinen tüm avantajlarına rağmen emzirme oranlarının bu denli düşük olmasının ardında genellikle anne sütünün yeterli miktarda olmadığı ve annenin bebeğini beslemekte yetersiz kaldığı inancı, anne sütünün faydaları hakkında bilgi sahibi olmama, mamaların anne sütüne eşdeğer olduğuna dair yanlış kanılar ve mama kullanmanın daha kolay olması gibi faktörler yer almaktadır.
Doğumu takip eden ilk birkaç saat içinde emzirmeye başlanmalıdır. Mümkün ise bebek annenin göğsünün üzerinde, direkt anne ile temas halinde iken emme refleksi ile emzirmenin başlaması sağlanmalıdır. Eğer hemen doğum sonrasında bebek emmez ise, daha sonra emzirmenin daha güç veya imkansız olduğuna dair herhangi bir bilgi yoktur.
Bazen anne ve bebeğin ayrılması gereken tıbbi durumlar ortaya çıkabilir. Böyle bir durumda, annenin mümkün ise ilk 6 saat içinde sütünü sağması ve daha sonra kullanmak üzere saklaması tavsiye edilir.
İlk birkaç gün, anne sarımsı renkte az miktarda “ağız” olarak adlandırılan bir miktar süt salgılar. Bu erken sütün içinde bebeğin ihtiyaçlarını karşılayacak besinler ve bağışıklık sistemini destekleyen maddeler bulunur. Yanlış bir inanışla ağız adı verilen bu erken dönem sütünün atıldığı ve bebeğe verilmediği bilinmektedir.
Birçok anne doğumdan sonra süt miktarının az olduğunu ve bebeğini besleyemediğini düşünür. Ancak bebekler anne sütünün miktarı artıncaya kadar kendilerine yetecek sıvı ve şeker fazlalığı ile doğmaktadır. Ayrıca hemen doğum sonrasında az miktarda süt salgısının olması doğal bir durumdur ve emzirmeye devam ettikçe süt miktarı artacaktır. Üstelik bebeklerin doğumdan sonra kilo vermesi de normal bir durumdur ve kaybettikleri ağırlığı genellikle 2 hafta içinde yeniden alırlar.
Emzirme için en iyi pozisyon annenin ve bebeğin emzirme sırasında kendilerini rahat ve huzurlu hissettikleri pozisyondur. Anne bebeğin büyüklüğüne, emzirme yerine ve kendi ve bebeğin tıbbi durumuna uygun birçok pozisyonda emzirebilir. Ancak emzirme pozisyonu nasıl olursa olsun, bebeğin başını çevirmesine gerek kalmamalıdır. Emzirme sırasında bebek memeyi yakalamak için başını çevirmek zorunda kalıyorsa, memeyi yakalamakta güçlük çekebilir ve emme konsantrasyonu bozulur.
İyi bir emzirme için bebeğin ağzı memenin sadece uç kısmını değil, “areola” adı verilen renkli kısmının büyük bir bölümünü hava almayacak şekilde kavramalıdır. İyi bir tutuş hem bebeğin tam olarak beslenmesini sağlar, hem de annenin meme uçlarının tahriş olmasını önler.
Memeyi iyi tutuş işaretleri:
Bebek memeyi tam anlamıyla tuttuğunda anne ilk 30-60 saniye rahatsızlık hissedebilir (meme başı hassasiyeti) ancak bu durum geçicidir. Eğer annenin rahatsızlığı devam ediyorsa bu doğru tutuş olmadığının belirtisidir. Bu durumda ağrı ve meme ucunda oluşabilecek olası bir zedelenmeyi önlemek için anne bir parmağını bebeğin ağzına sokarak tutuşu bozar ve yeniden doğru tutuşu sağlamaya çalışır.
Annelerin, bebeğin acıktığına dair işaretleri fark etmesi ile emzirmeye başlamaları önerilir. Acıkmanın erken belirtileri arasında uyanma, meme aranma, ellerin, dudakların veya dilde emilmesi sayılabilir. Bebekler genellikle çok acıkmadıkları sürece ağlamazlar. Bu nedenle annelerin emzirmek için bebeğin ağlamasını beklemesi önerilmemektedir.
Doğumu takip eden ilk 1-2 hafta içinde bebekleri günde 8-12 kez emzirmek genellikle yeterlidir. Bazı bebekler ise daha sık emmek isteyebilir (30-60 dakikada bir) ancak bazen bebeği uyandırıp emzirmeniz gerekebilir. Bebekler bezinin değiştirilmesi veya ayağının gıdıklanması ile uyandırılabilir. Birçok doktor ilk bir hafta içinde, eğer son emzirmeden sonra 4 saatten daha uzun bir süre geçmiş ise bebeğin uyandırılıp emzirilmesini önermektedir. Ancak bazı bebekler önce sık emip, daha sonra uzun uyumayı tercih etmektedir.
Bebeğin emzirme süresi ilk haftalarda 5 dakika gibi çok kısa bir süre olabileceği gibi, 20 dakika veya daha uzun olabilir. Birçok uzman, bebeğin arzu ettiği süre boyunca emmesine izin verilmesini önermektedir. Emzirme zamanlanmış bir aktivite olmamalıdır. Önceden saptanmış aralıklarla, belirlenen süre boyunca emzirme uygun bir yaklaşım değildir.
Emzirme sırasında belirli aralıklarla memenin değiştirilmesi ve bebeğin her iki memeyi de emmesi gerekli değildir. Aksine bir emzirme seansı boyunca bir memenin tam olarak boşaltılması ile yağ içeriği daha fazla olan geç süt bebeğe verilmiş olur.
Birçok bebek doyduğu zaman memeyi bırakır; yüz ve el kasları gevşer. 3 aydan küçük bebeklerin emme sırasında uykuya daldıkları görülebilir. Böyle bir durumda bebeği uyandırıp ve emmeye devam etmesini sağlayabilirsiniz. Bebekler bir memeyi bitirdiğinde diğerine geçilebilir. İlk yıl içinde bebeklerin iştahının arttığı dönemler olabilir. Zaman zaman bebekler daha sık ve daha uzun süre ile emmek isteyebilir. Eğer bebek daha sık ve daha uzun süre emmek isterse bu sağlanmalıdır.
Birçok anne sütünün yetmediğini düşünür, ancak aslımda birçok annenin sütü bebeğin beslenmesi için yeterlidir. Bebeğin yeterli beslenip beslenmediğini anlamak için birkaç ipucu faydalı olabilir:
Annenin meme dokusunun yeterli süt üretmemesinin nedenleri arasında gebelik sırasında memelerin yeterli gelişmemesi, annenin daha önce meme cerrahisi ve radyasyon tedavisi alması, hormonal düzensizlikler veya süt üretimini baskılayan ilaçların kullanılması sayılabilir.
Eğer daha önce memenizle ilgili bir cerrahi operasyon geçirmiş iseniz veya böyle bir ameliyat planlanıyor ise bu durumun emzirmeye engel olup olmayacağı konusunda doktorunuzdan bilgi alabilirsiniz.
Birçok bebek hayata gözlerini açıkları ilk günlerde uyumaya eğilimlidir ve bu nedenle yeterli sıklık ve sürede emzirme gerçekleşmemektedir. Bazı bebekler ise güçsüzdür ve emme için gereken kas gücü ve enerjisine sahip değillerdir. Bu durum özellikle erken (prematüre) doğan bebekler için geçerlidir.
Süt miktarını artırdığı iddia edilen bazı ilaçlar bulunmakla birlikte bu ilaçların süt miktarını artırdığına dair kesin kanıtlar yoktur. Ayrıca bu tür ilaçların bebek açısından güvenilirliği de net değildir.
Anneler bebeği sakinleştirmek için sıklıkla emzik kullanmayı tercih eder ancak emzik emzirmenin geciktirilmesi için kullanılmamalıdır. Bu nedenle tam emzirme ve beslenme sağlanmadan, bebek açlık belirtileri gösteriyorsa emzik kullanılmamalıdır.
Bebekler için başlangıçta sadece anne sütü yeterlidir. Su, şekerli su veya mama vermek zamanında doğmuş ve altını yeterince ıslatan veya kirleten bebekler için gerekli değildir. Mama verildiğinde bebek doyacağı için, emmeye ilgisini kaybedecek ve bu da meme tam olarak boşaltılmadığı için anne sütünün azalmasına neden olacaktır.
Bazı vitaminlerin anne sütüne eklenmesi önerilebilir. Bu vitaminler arasında B12 ve D vitamini ile demir sayılabilir. B12 vitamini bebeğin kan hücrelerinin gelişimi için önemlidir ve özellikle sıkı vejetaryen annelerin bebeklerine eklenmesi önerilir. B12 vitamin eksikliği bebekte kansızlığa yol açabilir. D vitamini bebeğin kemik gelişimi için önemlidir ve eksikliğinde bebeğin kemikleri daha dayanıksız hale gelir ve kolay kırılır. Demir ise bebeğin kırmızı kan hücrelerinin oluşumu için önemlidir. Eksikliğinde kansızlık ve bağışıklık sistemi gelişiminde gecikmeler ortaya çıkabilir.
Annelerin bebeği yeterli miktar ve sürede emzirememelerinin önemli nedenlerinden bir de meme ve meme başında ortaya çıkan zedelenme ve ağrıdır. Bunun nedeni sıklıkla bebeğin emerken memeyi ideal şekilde tutamamasıdır. Meme veya meme başında ağrı olursa anne emzirmekten kaçınacak, bu da memenin dolmasına, süt kanallarının tıkanmasına ve belki de memede enfeksiyonlara neden olarak daha da ağrı duyulmasına neden olacaktır.
Meme başında ağrı gebelik döneminde de ortaya çıkabileceği gibi, doğumdan sonraki 4-5. günde daha da belirgin hale gelir. Ancak bu durumu meme başı hassasiyetinden ayırt etmek gerekir. Meme başı hassasiyeti, doğumda belirgindir ve bebeğin emmeye başladığı ile 30-60 saniye içinde gözlenir. Zaman içinde azalır ve doğumu takip eden 1-2 haftadan sonra kaybolur.
Meme ve meme başında ortaya çıkan ağrı nedenleri:
Meme başında tahriş ve zedelenme olmaması için:
Meme başında tahriş ve ağrı varlığında:
Memelerin aşırı dolması memede sertlik, ağrı ve ısı artışı meydana getirebileceği gibi, bebeğin memeyi doğru bir şekilde tutmasını da engelleyebilir. Bilinen tek çözüm ise memenin boşaltılmasıdır. Memeyi elinizle masaj yaparak veya bir süt pompası kullanarak boşaltabilirsiniz. Ancak bu işlem 5 dakikadan fazla olmamalıdır. Çok miktarda veya uzun süre ile memenin boşaltılması, daha da dolmasına neden olacaktır. Ağrıyı azaltmak için ayrıca:
Eğer meme aşırı dolduğu için bebek memeyi tutmakta zorlanıyorsa, önce meme üzerine baş parmak ve işaret parmağı kullanılarak bir miktar masaj yaparak sütün akması ve renkli kısmın yumuşaması sağlanır, ardından emzirmeye başlanabilir.
Meme kanallarında tıkanma olursa, memede ağrılı kitle şeklinde veya bazen meme başında beyaz bir tıkaç şeklinde ortaya çıkar. Eğer meme kanallarında tıkanma varsa emzirme sıklığı artırılmalı ve emzirme sonrasında bebeğin memeyi tam olarak boşalttığından emin olunmalıdır. Bunun için tıkanan meme ile emzirmeye başlanmalı ve değişik emzirme pozisyonları kullanılarak meme olabildiğince boşaltılmalıdır. Emzirme öncesinde ılık bir duş almak veya memeye yumuşak bir masaj yapmak faydalı olabilir.
Mastit memenin enfeksiyonuna verilen isimdir. ve sıklıkla lohusalık döneminde gözlenir. Meme enfeksiyonu varlığında annede ateş, halsizlik, terleme ve titreme; memede ağrı, kızarıklık ve şişme ortaya çıkar. Birçok anne bebeğini enfeksiyondan korumak için mastit varlığında emzirmeyi kesmenin daha uygun olduğunu düşünür ancak bu doğru değildir. Eğer meme tam olarak boşalmayacak olursa, tablo daha da ağırlaşacak ve tedavi güçleşecektir.
Mastit varlığında yapılması gerekenler:
Bazen meme başında mantar enfeksiyonu gelişebilir. Bu durum vajinada mantar enfeksiyonu gelişen kadınlarda daha sık gözlenmektedir. Meme cildi parlak ve pütürlü görünümdedir ve alınan cilt örneklerinde mantar varlığına dair bulgular izlenir.
Memenin mantar enfeksiyonu varlığında memeye uygulanan kremler her emzirme öncesinde iyice yıkanmalı ve meme tamamen temizlendikten sonra emzirilmelidir. Özellikle merhem içeriğinde bulunan parafin bebeğin sağlığı açısından tehlikeli olabilir. Ağızdan alınan ilaçlar ise emzirme döneminde güvenle kullanılabilir.
Bazı annelerde emzirmeye başladıktan sonraki birkaç hafta içinde meme başından kanlı bir akıntı olabilir. Özellikle ilk gebelikten sonra daha fazla karşılaşılmaktadır ve “paslı boru” etkisi olarak tarif edilir. Sıklıkla meme ve meme kanalarına artan kan akımına bağlı olarak ortaya çıkar. Emzirmenin ilk günlerinde süt rengi pembeden kırmızıya kadar değişebilir ve genellikle birkaç gün içinde normale döner. Eğer bu kanlı akıntı bir haftadan daha uzun süre ile devam edecek olursa bir doktora görünmelisiniz.