Cinsel bölgede (genital) ortaya çıkan siğil cilt rengindeki küçük kabartılardır. Görüntü olarak genellikle karnabahar şeklindedir. Hem erkek, hem de kadınlarda görülebilmesine karşın sıklıkla kadınlarda ortaya çıkmaktadır. Kadınlarda vajina girişi, vajina dudakları ve anüste; erkeklerde ise sıklıkla peniste ortaya çıkar.
Genital siğillerin nedeni HPV (insan papilloma virüsü) adı verilen bir virüstür. HPV virüsü cinsel yolla bulaşır ve 100’den fazla tipi bulunur. Kadın ve erkekte siğil nedeni olan HPV tipleri genellikle tehlikeli değildir ve daha çok HPV 6 ve HPV 11’e bağlı olarak ortaya çıkar. Ancak diğer HPV tiplerinden bazılarına bağlı olarak kadınlarda rahim ağzı kanseri gelişebilir. Rahim ağzı kanseri ile ilişkili olan HPV tipleri ise daha çok HPV 16 ve HPV 18’dir.
Siğillerin nedeni olan HPV virüsü ciltten cilde direkt temas ile bulaşır. Dolayısı ile en sık olarak cinsel ilişki ile bulaşma gerçekleşir. Bununla birlikte oral veya anal seks ya da cinsel bölgeye ellenmesi ile de bulaşma gerçekleşebilir. Ancak HPV virüsü sadece insandan insana bulaşan bir virüs olduğundan, hayvanlardan veya eşyalardan (örn. tuvalet, banyo, havlu, yatak çarşafı, iç çamaşırı vb.) geçme şansı yoktur.
HPV virüsünün bulaşmasından hafalar veya aylar sonra siğiller ortaya çıkabilir. Bu nedenle virüsün ne zaman bulaştığını belirlemek genellikle mümkün değildir.
Cinsel bölgede ortaya çıkan siğiller çoğunlukla herhangi bir şikayete neden olmaz. Ancak bazı kadınlarda yanma, kaşıntı ve hassasiyet gözlenebilir.
Siğillerin görüntüsü oldukça tipik olduğundan, sıklıkla tanı muayene ile konmaktadır. Ancak teşhis şüpheli ise nadiren biyopsi alınabilir.
Tedavi genel olarak 2 başlık altında toplanır:
Ancak her tedavi sonrasında siğillerin tekrar ortaya çıkması mümkündür. Bunun nedeni tedavi sonrasında HPV’nin tam olarak cinsel bölgeden uzaklaştırılamamasıdır. Normal görünümlü cilt hücrelerine de HPV virüsü bulaşmış olabilir ve genel olarak tedavi ile HPV’den kurtulmak mümkün değildir. Bununla birlikte, kişinin kendi bağışıklık sistemi HPV virüsünü ortalama 2 yıl içinde yenecek ve vücuttan atacaktır.
Siğillerin, özellikle şikayete neden olmuyorsa tedavi edilmesi gerekmeyebilir. Eğer tedavi uygulanacak ise tedavi şekli siğillerin yaygınlığına, bulunduğu bölgeye veya doktorunuzun tercihine göre değişebilir.
İlaç tedavisi– Bu amaçla çeşitli kremler veya solüsyonlar kullanılabilir:
Cerrahi tedavi uygulama şartları:
Cerrahi tedavi tipleri:
Siğiller tedavi edilse bile unutulmamalıdır ki, HPV virüsü hala vücutta bulunmaktadır ve siğillerin tekrarlama olasılığı her zaman vardır. Cinsel bölgede siğil tekrarlaması en sık tedaviyi takip eden ilk 6 ay içinde olmaktadır. Bu nedenle, ister ilaç, ister cerrahi tedavi yapılmış olsun, sizden tedaviyi takip eden birkaç ay içinde kontrole gelmeniz istenebilir.
Genital siğil gelişmesini önlemek mümkün mü?
Evet…
Günümüzde siğil gelişimini engellemek amacıyla geliştirilmiş aşılar bulunmaktadır. Ancak bu aşılar siğil gelişimini önlemek için HPV virüsünün bulaşmasından önce yapılmalıdır. HPV bulaştıktan sonra yapılacak aşıların etkisi olmayacaktır. Rahim ağzı kanseri ile birlikte cinsel bölgede siğil gelişmesini de önleyen 2 aşı vardır:
Belirgin siğil varlığında cinsel ilişkiden kaçınmak bulaşmayı önleyebilir. Ancak HPV görünürde siğil olmaksızın da bulaşabildiğinden tam anlamıyla güvenlik söz konusu değildir. Ayrıca prezervatif kullanmak da HPV ve siğillere karşı tam anlamıyla koruma sağlamamaktadır. Çünkü prezervatif ile kaplı olmayan bölgelerin de teması ile HPV bulaşabilmektedir.
Rahim ağzında HPV bulunup bulunmadığını gösteren test olmakla birlikte, dış cinsel organlarda HPV varlığını gösteren herhangi bir test yoktur. Çünkü dış cinsel organlara bulaşan HPV ile rahim ağzına bulaşan HPV tipleri birbirinden farklıdır.
Genital herpes (cinsel organların herpes virus enfeksiyonu), “herpes simpleks” adı verilen virüs ile oluşan ve sık gözlenen cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Sık gözlenmekle birlikte birçok kişide hastalığa ait belirti veya bulgu olmadığından, enfeksiyonu aldıklarının farkında değildir.
Enfeksiyonun alınmasını takiben, özellikle dış cinsel organlarda tekrarlayan yaralar ortaya çıkabilir. Her ne kadar virüs alındıktan sonra uzun yıllar boyunca vücutta kalsa da, hastalığın tekrar etmesi zaman içinde azalmaktadır.
Herpes, cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır ve görünür herhangi bir yara veya belirtili olmaksızın da bulaş olabilmektedir. Bu nedenle prezervatif kullanılması gibi önlemler hastalığın cinsel ilişki sırasında bulaşmasını önleyecektir.
Genital herpes, genellikle herpes virüs tip 2 ile oluşur. Daha az oranda herpes virüsün ağız ve dudaklarda “uçuk” nedeni olan tipi olan tip 1 ile de genital herpes gelişebilir.
Herpes virüsü cinsel ilişki ile bulaşır. Daha az oranda, ağız veya dudaklarda uçuk varsa oral seks sırasında tip 1 herpes virüsü cinsel organlara bulaşabilir. Görünürde herhangi bir yara veya belirti olmasa da, bulaşma olabilmektedir. Ancak görünür bir yara varlığında bulaşma ihtimali daha yüksektir.
Herpes enfeksiyonunun cinsel ilişki dışında bulaşma olasılığı yoktur (örn. tuvalet oturağı, havlu, yatak çarşafı, mutfak eşyaları vb.). Ayrıca erkekten kadına bulaşma olasılığı, kadından erkeğe bulaşma olasılığından yüksektir.
Eğer eşlerden biri herpes virüsü taşıyor, diğeri henüz enfeksiyonu almamış ise prezervatif kullanmak bulaşmayı önleyecektir.
Şikayet ve belirtiler ilk kez ortaya çıktığında ve tekrarladığında birbirinden farklı olabilir. Ancak enfeksiyonu alan birçok kişide herhangi bir belirti veya bulgu olmayacaktır.
Enfeksiyona ait belirtiler ilk kez ortaya çıktığında genellikle daha şiddetli seyreder ve kadınlarda erkeklere oranla daha şiddetlidir. İlk belirtiler genellikle hastalığın bulaşmasından birkaç hafta sonra ortaya çıkar ve 2-3 hafta içinde iyileşir. Enfeksiyonun erken döneminde ilk belirti genellikle dış cinsel organlarda beliren kabarcıklardır. Ancak bu kabarcıklar vajina içinde, anüste, uylukta ve kalçada da olabilir. Ardından bu kabarcıklar açılarak ağrılı yaralar haline dönüşür. İlk kabarcık ve yaraların ortaya çıkmasından sonraki hafta içinde yenileri de belirebilir.
Yaralarla beraber kasıklarda hassas lenf düğümleri (bezeler) belirebilir. Ayrıca ateş, eklem ağrısı, baş ağrısı ve idrar yaparken yanma gibi grip benzeri şikayetler de oluşabilir. Nadiren bulantı ve kusma ile idrar ve büyük abdest yapmada güçlük gözlenebilir.
Herpes virüsü ilk enfeksiyonu yaptıktan sonra, omurilikte sinir köklerine yerleşir ve sessiz bir şekilde uzun bir süre burada kalır. Bu dönemde kişide herhangi bir hastalık belirtisi olmaz.
Eğer virüs sessiz bir şekilde bulunduğu sinir kökünden tekrar cilde gelirse, hastalık tekrar eder ve yeniden kabarcıklar ve ağrılı yaralar oluşur. Ancak hastalığın tekrarlarında ortaya çıkan şikayetler ilk hastalık dönemindeki kadar şiddetli değildir. Yaralar ilk atakta ortaya çıktığı yerde veya farklı alanlarda gözlenebilir; hatta cinsel temasın olmadığı alanlarda dahi gözlenebilir.
Ataklar arasında geçen süre zamanla daha da artar ve hastalığın her tekrarında şikayetler daha da hafifler. Bazen ilk enfeksiyondan yıllar sonra hastalık tekrar edebilir. Hastalığın tekrarlarında yaralar çıkmadan önce çeşitli belirtiler ve grip benzeri şikayetler ortaya çıkabilir. Bu belirtiler arasında ciltte kaşıntı ve karıncalanma, kalça ve bacaklarda ağrı sayılabilir.
Enfeksiyonun tekrar etmesine neden olan durumlar arasında:
Enfeksiyonun, ilk belirtiler ortaya çıkmadan birkaç hafta önce yapılan cinsel ilişki sırasında bulaşma olasılığı daha fazla olsa da, ilk belirtilerin ortaya çıkmasından yıllar önce hastalığın bulaşmış olma ihtimali de vardır. Yani esasen enfeksiyon çok daha önce bulaşmış ve hiçbir bulgu vermemiş olabilir. Ancak aylar veya yıllar sonra hastalığa ait ilk belirtiler ortaya çıkmış olabilir. Bu nedenle enfeksiyonun tam olarak ne zaman bulaştığını tam olarak belirlemek mümkün değildir. Kişinin birden fazla cinsel partneri olması durumunda, mevcut partner hastalığın kaynağı olmayabilir.
Genital herpes enfeksiyonu tanısı kişinin şikayetleri, muayenesi ve diğer testlerin birlikte değerlendirilmesi ile yapılmaktadır.
Herpes enfeksiyonunda uygulanan tanısal testler:
Gebelik döneminde herpes enfeksiyonunun tekrarlaması sık gözlenen bir durumdur. Hamile kalmadan önce virüsü almış ve gebelik sırasında herhangi bir şikayet veya belirtisi olmayan bir kadının bebeğine virüsü geçirme olasılığı oldukça düşüktür. Bununla birlikte, doğuma yakın dönemde anne adayında cinsel organlarda yaralar ilk kez çıkacak olursa, doğum esnasında bunu bebeğine geçirme olasılığı oldukça yüksektir. Herpes enfeksiyonunun bebeğe bulaşması son derece tehlikeli sonuçlar doğuracağından, doğumda aktif kabarcık veya yaraları olan hamilelerin doğumu sezaryen ile yapmaları daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Herpes enfeksiyonunun bebeğe bulaşma olasılığı gebelik sırasında birden çok kez tekrarlayan atakları olan hamilelerde daha fazadır. Bu nedenle virüslere yönelik ilaçların kullanılması ile yeni atakların önlenmesi önerilmektedir. Ayrıca tüm gebelik boyunca, cinsel ilişkilerde prezervatif kullanılması önerilir.
Herpes virüsü için sıklıkla kullanılan 3 ilaç bulunmaktadır:
Her üç ilaç da ağız yolu ile alınır ve tedavi 7-10 gün sürer. Belirtiler başladıktan sonraki 3 gün içinde tedaviye başlanırsa daha etkilidir. Bu nedenle tekrarlayan atakları olan hastalara evlerinde olası bir atak sırasında kullanmak üzere ilaç bulundurmaları önerilebilir.
Her gün ilaç alınarak hem hastalığın tekrar etmesi veya atakların sıklığı azaltılabilir ya da herpes virüsünün bulaşması engellenebilir. Baskılayıcı tedavi daha çok yılda 6 veya daha fazla sayıda tekrarlayan atakları olan hastalar için uygundur. Ancak baskılayıcı tedavi için ne kadar süre ile ilaç alınması gerektiği bilinmemektedir. Bazı doktorlar belirli aralıklarla (birkaç yılda bir) ilacın kesilmesini ve yeni bir atak olup olmadığının kontrol edilmesini önermektedir. Eğer ilaç kesildikten sonra yeniden hastalık tekrar ederse, ilaca yeniden başlamak gerekecektir.
Yaraların olduğu dönemde soğuk su dolu bir kaba oturmak ağrıyı dindirecektir. Ayrıca ağrı kesiciler de kullanılabilir. Sabun veya köpüklü banyo ürünlerini kullanmak uygun değildir. Yaralar için herhangi bir krem veya solüsyon kullanmak da önerilmez.
Nadiren atakları olan ve şikayetlerin hafif seyrettiği hastalarda tedavi yapılması gerekmeyebilir. Özellikle cinsel olarak aktif olmayan bireylerin de tedavi alması gerekmeyebilir.
Genital herpes enfeksiyonu teşhisi hastalarda utanma, korku ve stres duygularına neden olabilir. Böyle hissetmek oldukça normaldir ancak unutulmamalıdır ki, genital herpes tedavisi olan bir durumdur. Eğitim hem hastanın kendini, hem de eşini koruması açısından önemlidir.
Eğer herpes virüs enfeksiyonu geçirmiş iseniz, eşiniz ile bu durumu ilk cinsel ilişki öncesinde paylaşın. Ayrıca bazı önlemlerin alınması enfeksiyonun bulaşma olasılığını azaltacaktır: