Vajinal akıntı, vajinadan akıntı olması durumunda kullanılan tıbbi terimdir. Normal şartlar altında, her kadında yaş ve adet dönemine göre değişen özellik ve miktarda vajinal akıntı olması normaldir. Akıntı miktarı genellikle az, beyaz veya şeffaf renkte, koyu kıvamda veya sıvı özellikte olabilir; ancak genellikle kokusuzdur. Vajinal akıntı miktarı gebelikte, doğum kontrol hapları kullanırken ya da adet döneminden önceki son 1-2 haftada artış gösterir. Menopoz döneminden sonra ise vajinal akıntı miktarında belirgin bir azalma ortaya çıkar.
Vajinal akıntı aşağıda sıralanan şikayet veya bulgular ile birlikte ise anormaldir:
Vajinal akıntıların en sık nedeni vajinanın enfeksiyonlarıdır (mantar, bakteriler veya trikomonas adı verilen mikroskobik bir parazit). Bununla birlikte vajina içindeki yabancı cisimler (örn. tampon), vajina içine uygulanan sabun veya diğer ürünler ile menopoz döneminden sonra ortaya çıkan değişimler vajinal akıntı nedeni olabilir.
Vajinal akıntıların farklı nedenleri olması nedeniyle nedene yönelik tedavi uygulanmalıdır. Ayrıca vajinada enfeksiyona neden olan farklı birçok mikroorganizma olduğu için gerektiğinde örnek alınarak akıntıya neden olan mikroorganizma belirlenir ve uygun ilaçlarla tedavi sağlanır.
Eğer vajinal akıntı belirli tipte enfeksiyonlara bağlı olarak ortaya çıkmış ise eşiniz veya partnerinizin de doktora görünmesinde fayda olabilir. Ayrıca bu dönemde cinsel ilişkiden uzak durmak tedavi başarısını ve şikayetleri de azaltacaktır.
DİKKAT! Vajinal akıntı için doktora muayene olmak için gitmeden önce vajinayı yıkamaktan kaçının. Bu hem tabloyu daha da kötüleştirebilir, hem de belirtileri gizleyerek teşhisi güçleştirebilir.
Birçok kadın, vajinal akıntısı olduğunda doktora görünmek yerine kendi kendine tedavi uygulamayı tercih eder. Vajinal akıntı ilk kez karşılaşılan bir durum ise çoğunlukla bir yakınının tavsiyesi ile onun kullandığı ilaçları kullanarak tedavi olmaya çalışır. Ancak unutulmamalıdır ki, benzer belirtileri veren farklı vajinal akıntı nedenleri bulunmaktadır ve uygun tedavi uygulanmadığında şikayetler daha da kötüleşebilir, tedavi süreci uzayabilir veya olması gerekenden daha pahalıya mal olabilir.
Vajinal akıntı aşağıda sıralanan alışkanlıkları olan kadınlarda daha sık gözlenmektedir:
DİKKAT! Vajinal akıntı istemiyorsanız vajinanın iç kısmını yıkamayınız
Öncelikle vajinayı yıkamaktan kaçınmalısınız. Vajinanın dış kısmındaki cilt bölgesinin ılık su ile yıkanmasında bir sakınca yoktur ancak vajinanın iç kısmını, özellikle sabun ve benzeri kokulu temizlik ürünleri ile yıkamak, vajinanın doğal ortamını bozarak akıntı oluşmasına neden olabilir. Ayrıca vajina içine kesinlikle sprey veya pudra uygulamayın. Tuvaletten sonra ıslak mendil veya kokulu tuvalet kağıtları kullanmaktan kaçının. Hava alan pamuklu iç çamaşırlarını tercih edin, tanga veya lateks iç çamaşırlarını mümkün olduğunca kullanmayın.
Vulva, vajina dış kısmına verilen isimdir.
Vulvada kaşıntı dışında aşağıda yer alan şikayetler gözlenebilir:
Vulvar kaşıntıya neden olabilen durumlar:
Vulvada kaşıntı olması durumunda doktorunuz kaşıntının nedenini muayene ile tanımlayabileceği gibi sizden testler isteyebilir.
Bu testler arasında:
Eğer kaşıntı bir enfeksiyona bağlı ise, enfeksiyonun tedavisi kaşıntıdan kurtulmanızı sağlar. Bazı durumlarda kullanılan bir ilaç veya madde kaşıntı nedeni olabilir ki, terk edilmesi kaşıntının sonlanmasına neden olur.
Vulvar kaşıntı tedavisinde kullanılan yöntemler:
Vulvar kaşıntı nedeni olabilecek bazı durumlardan kaçınarak önlem alabilirsiniz:
Vajinanın iç ve dış kısmında (vulva) kaşıntı, yanma, batma ve hassasiyet gibi şikayetlere neden olan bir enfeksiyondur. Etkeni genellikle “candida” adı verilen bir mantar türüdür. Bazı kadınlarda çok sık tekrar edebilir ve kronik bir enfeksiyona dönüşebilmektedir. Mantar enfeksiyonu sıklıkla adet gören kadınlarda gözlenirken, menopoz dönemi sonrasında (hormon tedavisi almıyorsa) veya adet öncesi dönemde nadiren gözlenir.
Vajinal mantar enfeksiyonuna bağlı en sık gözlenen şikayetler:
Mantar enfeksiyonunda gözlenen belirtiler, bakteriyel vajinoz ve trikomonas gibi enfeksiyonlara veya alerjik dermatit gibi cilt rahatsızlıklarına bağlı olarak da gelişmiş olabilir. Bu nedenle her kaşıntı ile seyreden durumun mantar enfeksiyonuna bağlı olduğunu düşünmek yanlış olacaktır. Bu nedenle kesin tanı için doktorunuz ile görüşmelisiniz. Mantar enfeksiyonunu belirlemenin en iyi yolu vajinal akıntıdan örnek alınarak, mikroskop altında incelenmesi ya da kültür yapılmasıdır. Doktorunuz mantar enfeksiyonuna eşlik eden başka bir enfeksiyon olup olmadığını saptamak için ek testler yapabilir.
Vajinal mantar enfeksiyonu, sıklıkla “candida” adı verilen bir mantar tür tarafından gelişir. Candida mantarı barsak sisteminde ve vajina içinde doğal olarak zaten bulunmaktadır ve normalde herhangi bir şikayete neden olmaz. Ancak barsaklarda ve vajinadaki flora (mikrobik ortam) dengesi ilaçlara (özellikle antibiyotikler), şeker hastalığı gibi hastalıklara veya stres nedenli bağışıklık sistemi sorunlarına bağlı olarak bozulursa mantar mikrobu aşırı çoğalarak şikayetlerin ortaya çıkmasına neden olur.
Pek çok kadında mantar enfeksiyonunun nedenini ortaya koymak mümkün değildir. Bununla birlikte vajinal mantar enfeksiyonu için birçok risk faktörü tanımlanmıştır:
Mantar enfeksiyonunun tedavisinde haplar, vajina içine konulan fitiller veya özellikle kaşıntı ve hassas olan bölgelere sürülen kremler kullanılmaktadır. Tedavi süresi enfeksiyonun özelliklerine bağlı olarak değişse de genellikle kısa sürelidir ancak bu konuda özellikle doktorunuzun önerilerine dikkat etmelisiniz. Pek çok hasta şikayetleri geçtikten sonra tedaviye önerilen süre boyunca devam etmediği için enfeksiyonun tekrar etme olasılığı artmaktadır.
Sık tekrar eden mantar enfeksiyonu varlığında tedaviye normalden daha uzun süre devam edilmesi gerekebilir ve bazen bu süre 6 aya kadar uzayabilmektedir.
Sık sorulardan biri de cinsel partner için de tedavi gerekip gerekmediğidir. Mantar enfeksiyonu cinsel yolla bulaşmadığı için sizinle birlikte eşinizin de tedavi almasına gerek yoktur.
Birkaç gün içinde…
Eğer kısa sürede şikayetlerinizde gerileme olmazsa doktorunuzla görüşmelisiniz. Şikayetlerin devam ettiği durumlarda ek veya farklı ilaç(lar) verilebilir.
Mantar enfeksiyonu yılda 4 veya daha fazla tekrar ediyorsa sık olarak kabul edilir ve kadınların %5-8’inde bu durum gözlenmektedir. Sık tekrarlayan vajinal kaşıntı ve hassasiyet söz konusu ise, bunu kendi başınıza tedavi etmeye çalışmayın ve mutlaka doktorunuzla görüşün. Çünkü mantar enfeksiyonuna benzeyen şikayetler oluşturan farklı bir hastalığınız (alerji, liken sklerozis, egzema, VIN vb) olabilir. Ayrıca şikayetleriniz farklı bir mantar tipine bağlı olarak gelişmiş olabilir ki bu durumda daha değişik ilaçlara ihtiyacınız olacaktır.
Birçok kadın vajinal flora dengesinin sağlanması amacıyla, sık gelişen mantar enfeksiyonuna karşı probiyotik içeren yiyecek (örn. yoğurt, kefir vb) ve ilaçları daha sık tercih etmektedir. Ancak, mantar enfeksiyonunun tedavisinde probiyotiklerin etkisi belirsizdir.
Mantar enfeksiyonu sıklıkla yukarıda bahsettiğim bazı tetikleyici nedenlere bağlı olarak gelişmektedir. Uygun olmayan antibiyotik kullanımı, vücudunuzun direncini düşüren aşırı diyet veya kilo kayıpları, doğum kontrol hapı ve benzeri hormon içeren ilaçların kullanılması veya fark edilmemiş bir şeker hastalığı bu duruma neden olabilir. Ayrıca vajinal flora dengesini bozan aşırı temizlik (özellikle vajinanın iç kısmının çeşitli temizleyiciler ile yıkanması) alışkanlıkları da mantar enfeksiyonu için hazırlayıcı etken olabilir. Bununla birlikte, sıklıkla söylenenin aksine sentetik iç çamaşırı ya da dar giysiler giyilmesinin etkisi yoktur.